Amazon Türkiye Affiliate Programı

Amazon Türkiye Affiliate programı nedir? Ne işe yarar? Nasıl çalışır? Neden gereklidir? Türkiye’de neleri değiştirebilir? Daha yüzlerce soru vardı aklımda. O nedenle de yazıya nereden başlamalıyım bilmiyorum. Çok fazla detay var. Tek bir sonuç var belki ama detayların hepsi birbiriyle alakalı. Birini atlasam diğerinin anlamı eksik kalıyor. O halde en baştan başlayım. TozluMERCEK‘i neden kurdum?

TozluMERCEK Kuruluş Hikayesi

2009 yılı sonu üniversiteyi kazandım. Oradan hatırlıyorum, 2009 yılı başında Pentax Türkiye forumuyla tanışmıştım. Forum zihniyetinin yaygın olduğu dönemlerdi. Tabi insan olan yerde kutuplaşma da kaçınılmaz değil mi? Site içi kutuplaşma hakikaten rahatsız edici seviyedeydi. Çoğu forumda bu sorun vardı belki ama benimsemek istediğim bir yerde kutuplaşma beni ekstra rahatsız ediyordu. Özetle idealist amaçla Pentax Türk ismiyle yeni bir forum sitesi kurdum. Öyle ki gün geldi Pentax Türkiye forumunu satın da aldım. Zaten bir avuç kişi bu markaya gönül veriyor. Bari tek çatı, tek trafik olsun istedim ve Pentax Türkiye’yi kapadım.

Daha sonra idealist amaçla kurdum ya Pentax Türk’ü, bir şeyler var etmek istedim. Distribütör firmayla görüşeyim dedim, piyasadan önemli isimlerle kontak kurayım dedim. Fakat ilginç tepkiler aldım. Mesela reklam banner vermek istedi biri. Banner tasarlamayı da bilmiyormuş. Tasarımı benim yapmamı istedi ve bazı aylar reklamı yayınlamamı istedi. Her ay da değil. Fiyat ne teklif etti dersiniz? Dilenciye sadaka verir gibi aylık 50 lira dedi. Ve fi kişi gelmiş, 40 liraya biz reklamınızı yayınlarız demiş de hani benim güzel hatırıma bana 50 lira verirlermiş.

Belki yanlış ligde top koşturuyorum dedim ve piyasanın şampiyonlar ligi takımlarıyla görüşmeye başladım. Cümleler değişti ama tavır üslup aynı. Mesela sektörün en yüksek cirolu firma olduğunu iddia eden yer ile görüşmeye gittim. “Hooop Mehmet!! Getir bize 2 çay.” diye yan odaya yüksek sesle sipariş verdi önce. İsmimi sormadı, çay mı içmek isterim yoksa kahve mi onu da sormadı ve önümde çayı buldum. Sonra birden bire “Sen satış yap, biz sana komisyon verelim.” diye daldı konuya. “Bak x öğretmen, satıyor. Komisyonunu alıyor bizden. Mis gibi gelir oluyor ona.” diye de ikna etmeye çalışıyor beni. O bahsettiği öğretmen yolda yürüyenin koluna gidip fotoğraf makine satmaya çalışan bir tip.

Anlatabiliyor muyum bilmiyorum ama herkes kendine işportacı arıyor. İlla “Gel vatandaş gel, 50 lira, seç beğen al hepsi 50 lira, bedava bunlar bedava” diye bağıracam etrafta. Malı x liraya al, x+5 liraya işportacıya ver o da kaça satarsa satsın. Kafa sadece komisyoncu kafa. Herkesin doğrudan yada dolaylı amacı para kazanmak. Nefes almak bile para. O nedenle anlıyorum para kazanma iştahlarını. Ama be kardeşim biraz emek ver, hizmet ver, kalite ver, insana değer ver. İşini aşkla yap, tutkuyla yap demiyorum ama bu kadar da vurma. Ben tabi ki böyle rezilliklere gelemem, hiç biriyle çalışmadım.

Anladım ki piyasa rezil rüsva halde. Bir markaya bağlı kalıp zoraki insanlara işportacılık yapmaktansa Pentax Türk’ün yatırım projelerinin fişini çekerim daha iyi dedim kendi kendime. Projeleri daha global şekilde TozluMERCEK ile hayata geçirmeye karar verdim. Tek tek hayata geçiyorlar ve durumdan oldukça memnunum. Tabi daha başka sorunlarla karşı karşıya kalıyorum ama o konu başka… Amazon Türkiye Affiliate programı hakkında görüşlerime geliyoruz.

Affiliate – Gelir Ortaklığı Programı

Pentax Türk’ten edindiğim tecrübe ile TozluMERCEK’e reklam almadım. Almak da istemedim. İşportacı serüvenine girip zaman kaybı yapmak istemiyorum. Fakat projeleri hayata geçirebilmem için uzun vadede olmasa da orta vadede gelir modeline ihtiyacım vardı. Bu nedenle Affiliate programlarını araştırmak istedim. Bir de ne göreyim! Türkiye’de teknoloji devlerinin hiç biri API kullanmıyormuş. Yani Affiliate programları yok. Tüm Türkiye işportacı zihniyetinde. Hepsiburada, N11, VatanBilgisayar, Sahibinden gibi Türkiye’nin dev firmalarında bile Affiliate programı yok. Affiliate diye bahsettiğim sistem öyle ileri görüş gerektiren, devasa yatırım isteyen bir şey de değil. Ve bu dev firmalar temel pazarlama yöntemi olan bu Affiliate vizyonuna sahip değil. Korkutucu!

Bir gün bir firma gelir ve tüm Türkiye pazarını yıkar geçer. Bunun için güçlü ekonomist, güçlü sosyolog filan olmaya gerek yok. İnanına bana Türkiye piyasasında her şey ince bir ipliğe bağlı olduğunu görebiliyorum. Cimri sitesi bile 50 liraya filan tanıtım yazısı yazdırıyor ya, şaka gibi.

Affiliate Programı

Amazon Türkiye pazarına geldi. Fakat geldi mi? Yani şuan için sadece ismi var. Henüz sahaya inmedi. N11’de HepsiBurada’da satış yapan kullanıcıları çekti, o kadar. Peki ABD’de bile AVM’leri kapattıracak kadar yıkıcı gücü olan Amazon, Türkiye’de Affiliate programı olmayan e-ticaret markalarına ne yapar? Korkutucu manzarayı görebiliyor musunuz? Asıl konu Affiliate programı değil. Asıl konu bu Affiliate vizyona sahip olamamakta. Sektörün öncüleri işportacı.

Amazon Affiliate Programı

Amazon, hangi ülke pazarına giriş yaptıysa beraberinde Affiliate programını da getirdi. İlginç ki Amazon, Türkiye pazarına giriş yaptıysa da henüz Affiliate kaydı almaya başlamadı. Ne zaman kayıtları açacak bilinmiyor. Fakat Türkiye pazarında için milat olacağı kesin.

Amazon Türkiye Affiliate Programı kayıtlarının yapılacağı sayfa için tıklayınız.

Ayrıca Ömer Demir‘in kişisel blog sayfasında denk geldiğim Affiliate konunu deneyiminden alıntı yapmak istiyorum. Dev markaların kendilerine nasıl sektör yaratmaya çalıştıklarına, kar marjlarını nasıl arttırmaya çalıştıklarına şahit olurken diğer yandan Türkiye piyasası gittikçe karamsar bir hal alıyor.

Site istatistiklerini toparlayıp bir sunum oluşturdum ve bilinen güvenilir bahis siteleri ile iletişime geçtim. Onlar için reklam vermek adına güzel bir mecra olabilirdim. Hemen hemen bir çok siteden geri dönüş aldım, birkaçı TurkNBA’e reklam verme konusuna sıcak bakıyordu. Bunlardan biri de BWIN’di. Evet Real Madrid’in de forma sponsorluğunu yapmış olan BWIN. Arada bir aracı yok, doğrudan şirket pazarlama departmanı ile iletişim halindeydim.

Daha önce kiraladığım bir pozisyonu istediler ve dolu olduğu için bu isteklerini reddettim ama onlara alternatif bir iki pozisyon önerdim. Anlaştık ve yayına başladım. 1 Ay sonra istedikleri pozisyon boşa çıktığında haber verdim ve orayı da kiraladım. Bir yandan da trafikleri kontrol edip ne kadar tıklama oluyor onu sayıyor, yeterli bulmazlarsa diye de endişe ediyordum. 1 ay daha geçtikten sonra devam ediyoru muyuz diye sordum. Gelen yanıt oldukça şaşırtıcıydı.

Ben talep etmeden %30 zam yapıp ayrıca premium affiliate üyesi yapmak istiyorlardı. Şaşırıp telefona sarıldım, çünkü tıklama rakamları benim bile beklentimin altındaydı, nedenini öğrenmek istedim. Konuşmamızda bana aynen şunlar söylenmişti “biz sektörde söz sahibi olan bir şirket olarak, sektörün gelişmeni de desteklemek istiyoruz, sizde yayınladığımız reklamlar, tıklama sayısıyla ölçülemeyen bir algı etkisine sahip ve bunu korumak istiyoruz”. Vay arkadaş dedim, adamların vizyonları müthiş. İlerleyen birkaç ayda benzer hareketleri tekrarladılar ve ikinci bir firmadan reklam almama dahi sıcak baktılar.

O dönem Türkiye’de iddaa üstünden Basketbol bahisleri oynanamıyordu, ben de heyecanla başlayacağı günü bekliyordum. Bu heyecan arasında bir gece çıkan kanunla yurtdışı sitelerde bahis oynamak yasaklandı ve anlaşma yaptığım firmalarla karşılıklı anlaşarak o gece yayınları sonlandırdık. O dönem yaklaşık 8-9 bin civarı üye vardı ve server maliyetlerini çıkartabilmek için yeni gelir arayışlarına girdim. Takip eden 8-10 ay maalesef bir iki dönemsel proje dışında yurtiçinde gelişme olmadı.