Dış Ortamda Portre Çekimi
Dış ortamda portre çekimi genellikle güneşli bir günün porte çekimi için ideal olması gibi yanlış bir kanı vardır. Güneş ışığının doğrudan modele vurması kontrastı kontrol etmeyi güçleştirir. Yüksek kontrastın rahatsız edici boyuta gelmesine neden olur. Işık dengesini güçleştirir ve parlak alanlar oluşturabilir. Göz renginin belirginleşmesine karşı da gayet olumsuz bir durum oluşturur.
Altın Kural – Gölge Alanlar
Gölge diye bahsettiğimiz alanlar çok bulutlu, güneş ışığının yeryüzüne doğrudan vurmadığı anlar yada çok güneşli bir günde bina göllesinde oluşacak geniş gölge alanlar olarak açıklanabilir. Çünkü ihtiyacımız bol ışık değil, bol ve yumuşak ışık. Bu nedenle güneş ışığının doğrudan vurmadığı yani gölge alanlar bunun için ideal. Bu nedenle bulutlu bir gün mekan seçimi, güneşli bir güne göre çok daha kolaydır. Malum güneşli bir gün gölge alan bulma gibi bir sınırlama ile karşı karşıya kalıyoruz.
1- Mekan Seçimi
Mekan seçimi, modeliniz kesinlikle gölge bir alanda olmalı. Bu, güneş ışığının hemen kesildiği yer de olabilir güneş ışığının kesildiği yere göre 0,5-1.0 metre gerisi de olabilir. Gölge alanın başladığı noktaya yakın olmak güneş ışığının sert olarak yansıyacağı olası alanlara davetiye çıkartabilir. Mesela fayans yüzeyler gibi ışığı kolay yansıtacak açık tonlu daha başka yüzeyler, ışık dengesinde sizi rahatsız edebilir. Yada koyu ton olarak yeşil, kırmızı gibi portrede ten rengisi rahatsız edici başka tonlarda da güneş ışığı doğrudan vurmasa dahi bu renkleri modelinize yansıtmaya davetiye çıkarabilir. En idealini gölge alan sınırına 0,5-1.0 metre mesafede olmak olarak tanımlamak doğru bir yargı sayılabilir.
Modelinizi çekmeyi düşündüğünüz mekanda, modelinizi hangi açı ile çekmeniz gerektiğini de planlamalısınız. Çünkü fonda görünecek olası öğeleri planlamak gerekebilir. Odak dışında olmasına rağmen yada 1:1.4 gibi açık diyafram çekimlerde fonu bulanık görülebilirsiniz. Fakat fonda bulanık görünse de fotoğrafta rahatsız edici araç – gereçler yada parlak alan veyahut rahatsız edici bir ton olabilir. Dış ortamda portre çekimi için istenmeyen durumlardır bunlar.
Tabi bu fotoğrafı çeken kişi olarak şunu diyebilirim ki etrafta olan kirliliği bilinçli göstermek istedim. Gecekondu misali. Tabi bu sadece bir istisna. Burada 43mm Limited ile 1:2.2 diyaframda çekilmesine rağmen fonun bu şekilde gözükeceğini göstermek istedim. Modele yaklaşarak fotoğrafı çeksem etraf daha bulanık görülebilirdi fakat olası kötü görüntü gene de görünür halde olurdu. Yerde bir çöp, duvarda kopmuş kablo yada bunun gibi estetik dışı herhangi bir şey.
2- Objektif ve Aksesuar
Objektif ve aksesuar 200mm gibi tele sayılabilecek değerlere sahip objektif kullanmak istiyorsanız model gölgede olsa dahi siz muhtemelen güneş ışığında olacaksınız. Bundan dolayı parasoley şartınız var. Ön optikten doğrudan gelen her türlü ışık kaynağı fotoğrafınızın kalitesini olumsuz etkiler. Kimi güneş ışığının açısını ayarlayarak ışık kırılmasını yakalamak isteyebilir. Evet, özel efekt uygulanmış gibi farklı güzel olabiliyor fakat bu bir istisna sayılabileceğinden tavsiyemiz tabi ki ön optikten ışık sızmasını engellemeye çalışmak adına parasoley kullanmanızdır.
Dış ortamda portre çekimi için üst sınır objektif grubunu ise FF yada crop sensör farketmez genel anlamda 135mm olarak belirtmek gayet makul. 200-300mm ile de çekilebilir elbette fakat ne kadar uzağa gideceğiz de nasıl bir kompozisyon yapacağız? Bükme 15mm kadar rahatsız edici olmasa da bu civar değerde kompozisyon manevranız çok düşük olduğundan yalnızca modelinizi ve fonda kalan dar bir alandan bulanık bir renk alabilirsiniz. Bu nedenle 135mm için makul üst sınır diyebiliriz. FF sensörlü gövdelerde tabi üst sınırı biraz daha zorlayabiliriz.
3- Gövde Ayarı ve Çekim
Gövde ayarı ve çekim M modunun profesyonel olduğu gibi garip ve çok yanlış bulduğumuz bir bakış açısı var. Kesinlikle M modu kullanımını desteklemiyorum. Aksine diyafram öncelikli modu bu tür çekimler için ideal görmek mümkün. Gün ışığı zaman aralığında ISO 100 ila 400 arası olması kafi. Diyaframda da 1:1.4 yada objektif seçiminize göre 1:4.0 arası kullanacağınız için gündüz saati ışık şartlarında enstantane her ihtimalde yeterli geleceğinden diyafram öncelikli mod kullanımını yineliyorum. 🙂 Fakat tabi kullanım alışkanlığından dolayı her mod uygun sayılabilir.
Cihazda ışık ölçüm modunu, fon durumuna göre çoklu segment yada merkez ağırlıklı ölçüm olarak ayarlayabilirsiniz. Fakat asla spot ölçümünü tavsiye etmiyorum. Spot ölçümde aldığımız değerler olumsuz yönde şaşabiliyor.
Netliği modelin göz bebeğine ayarlamak hem göz bebeğinin kontrast oluşundan dolayı gövdenin metre ayarını doğru yapmasını sağlar hem de gölge (yumuşak ışık) alanda fotoğraf çektiğiniz için göz rengini kolaylıkla öne çıkarabileceğizden tavsiye ederim. Unutmayın, göz bebeği net olan bir fotoğraf, nettir. Burun yada saç net fakat göz bebeği net olmaya fotoğrafa net diyen sayısı epey azalacaktır. Bir diğer durum ise metre ayarını en son ayarlamanız gerektiği ve metre ayarını yaptıktan hemen sonra fotoğraf çekmenizdir. Metre ayarından sonra 5-10 saniye beklerseniz, nefes alırken dahi ileri geri geldiğimizi düşünürsek istediğimiz netlik performansını yakalayamayabiliriz.