Resim derslerinin ilk konularından biri her zaman için ‘Renk nedir?’ sorusu şeklinde olmaktadır. Fotoğraf da ışıkla çizmek anlamına geldiğine göre fotoğrafı anlayabilmek için ışığı da anlamak gerekir. Peki ışık nedir? Renk nedir? Gözümüz nasıl görüyor ve fotoğraf makinesi onu nasıl öykünüyor? Renk modeli ve renk uzayları nedir? Bu sorularınıza cevap olması için yalın bir dille bu yazıyı yayınlıyoruz.
Işık, maddenin fiziksel yapısındaki atomik etkileşim sonucunda meydana gelen ışıma ile doğrusal dalgalar halinde yayılan elektromanyetik dalgalara verilen addır.
Tayf, renklerin, seslerin, elektromanyetik dalgaların ya da diğer fiziksel gerçeklerin, belli bir değer kümesi ile sınırlanmadan birbiri ardına süreklilik içinde sonsuz değişmesi durumudur. Alıntı: Wikipedia Not: Tayf, spektrum (spectrum) olarak da kullanılabilmektedir.
Eletromanyetik tayf çok geniş bir dalga boyu aralığına sahiptir ancak insan gözü sadece 380-740nm (nm=nano metre, 1×10−9) aralığındaki dalgaboylarını görebilir, bu nedenle 380-740nm aralığındaki ışık için görülebilir ışık denilmektedir.
Işık diğer elektromanyetik dalgalarla aynı 3 temel özelliği paylaşır:
Dalga Boyu: Renk olarak algıladığımız bu özellik frekans ile ters orantılıdır.
Şiddet: Bu özelliği parlaklık olarak algılarız.
Polarite: Titreşim açısıdır ve cisimlerden yansıma sırasında ışığın farklı karakterler almasına neden olur ve polarizer filtrelerin kullanım alanını doğuran ışık özelliğidir diyebiliriz.
Renk, ışığın değişik dalga boylarının gözün retinasına ulaşması ile ortaya çıkan bir algılamadır.
Nesneleri görülebilir kılan şey ya doğrudan ışık kaynağı olmaları ya da üzerine düşen ışığın belli bir dalga boyunu geçirirken diğer dalga boylarını yansıtmasıdır. Eğer söz konusu nesne ışık kaynağı konumundaysa (ampül, LCD ekran gibi) renkleri toplamsal RGB renkleri ile, değilse çıkarımsal CMYK renkleri ile tanımlarız. Bu konular başlangıçta çok detay gibi gelebilir ama dijital fotoğrafçılık gibi, fotoğraf makinası, bilgisayar ekranı ve yazıcı gibi üç farklı renk skalasına sahip olabilecek ortamda çalışma yapmayı gerektiren bir alanda her üç ortamda da renklerinizin istediğiniz gibi olabilmesi, temel derecede de olsa bu konularda bilgi sahibi olmayı gerektirir. Bu konularda bilgi eksikliği çektiğiniz fotoğrafın renklerinin baskı aşamasında farklı görünmesine neden olabilir.
İnsan gözünün renkleri algılamasını, dijital ortamların bunu nasıl öykündüğünü ve bilmemiz gereken renk terimlerini sırasıyla göreceğiz.
[nextpage title=”İnsan Gözünün Renkleri Algılaması”]Kırmızı bir gül aslında kırmızı bir ışık yaymaz. Gerçekte olan, gülün üzerine gelen görünür ışığın tüm dalgaboylarını emmesi ve sadece kırmızı olarak algıladığımız dalgaboylarını yansıtmasıdır. Gülden yansıyan ışık dalgaları gözümüzde herbiri farklı dalga boyuna duyarlı 3 farklı tipteki koni hücrelerine ulaşınca koni hücrelerinin her biri, gelen ışığın dalga boyuna göre farklı derecelerde uyarılırlar ve bu bilgileri beyne gönderirler. Beyin de gelen bu bilgilere göre renk algılamasını gereçekleştirir. Koni hücrelerinin kırmızı, yeşil ve mavi renklere duyarlı olduklarını söyleyebiliriz,
Koni Tipi | İsim | Aralık | Tavan Dalga boyu |
S (kısa) | β | 400–500 nm | 420–440 nm |
M (orta) | γ | 450–630 nm | 534–545 nm |
L (uzun) | ρ | 500–700 nm | 564–580 nm |
Fotoğrafçılık mantık olarak görme duyumuzla benzerlik içerisindedir. Göze gelen ışık dalgaları, gözümüzdeki lens tarafından retinamızda bulunan renkleri algılayan koni ve parlaklığı algılayan çubuk hücrelerine düşürülür. Sinir sistemimizle beyne iletilen bu bilgiler bir araya getirilerek görme işlevi yerine getirilmiş olmuş.
Benzer şekilde dijital fotoğraf makinesi da gelen ışık dalgalarını ışığa duyarlı piksellerden oluşan optik algılayıcısının üzerine düşürecek bir lens sistemine sahiptir. Konuyu DSLR kullanımı ile örnekleyerek anlatacağım, bu sayede kafanızda canlandırmaya gerek kalmadan hazırladığımız şemadan süreci takip edebilirsiniz.
[nextpage title=”Renk Uzayları”]
LAB Renk Uzayı
LAB renkleri, insan gözünün görebildiği renklerden de fazlasını kapsayan bir renk uzayıdır. L, İngilizce ‘lightness’ kelimesinin kısaltmasıdır ve gözümüzdeki koni hücreleri gibi detay bilgisini taşıyan parlaklık değerini taşır. A ve B ise sarıya-mavi ile kırmızıya-yeşil renk dengesi bilgilerini taşır. LAB renk uzayının adı kimi yerlerde CIELAB, CIE 1976 olarak da geçebilmektedir.
CIE, ışık, aydınlatma, renk ve renk uzayları üzerine uluslararası otorite olan Commission Internationale de Léclairage’nin kısaltmasıdır.
RGB ve CMYK’nın aksine LAB renk uzayı insan algısına yaklaşacak şekilde tasarlanmıştır. Photosohop ve PDF’de LAB renk uzayları kullanılabilmektedir. LAB bileşenleri şöyledir:
L* : Rengin parlaklığını belirtir, 0 değeri siyahı verirken, 100 değeri dağılmış beyaz rengi verir.
A* : Kırmızı magenta ile yeşil arasındaki renk dengesini belirtir. Eksi değerler yeşili gösterirken artı değerler magentayı gösterir.
B* : Sarı mavi arasındaki renk dengesini belirtir. Eksi değerler maviyi gösterirken artı değerler sarıyı gösterir.
sRGB
sRGB, HP ve Microsoft ortaklığında bilgisayar ekranlarında, yazıcılarda ve internette kullanılmak üzere geliştirilmiş olan standart RGB renk uzayıdır. W3C, Exif, Intel, Pantone ve Corel gibi birçok destekleyicisi vardır. Özellikle internet ortamında, üretilen işin tüm kullanıcılar tarafından aynı şekilde görülmesini sağlar.
Eğer ekranınız profesyonel modellerden biri değilse muhtemelen sadece sRGB renk uzayındaki renkleri gösterebilecek yetenektedir. Daha fazla renk gösterebilen modeller genelde oldukça yüksek fiyat etiketine sahip olmaktadırlar. Dijital fotoğraf makinalarında Adobe RGB ile birlikte seçilebilen 2 renk uzayından biridir.
Adobe RGB
1988 yılında Adobe tarafından CMYK gamutunun kullanabildiği tüm renkleri içerecek şekilde tasarlanan Adobe RGB renk uzayı, LAB renk uzayının kabaca %50′sini içermektedir. sRGB yerine Adobe RGB kullanmakla özellikle cyan yeşillerinin gamutunu arttırmış olacaksınız. Mevcut renk aralığınızı Adobe RGB olarak ayarlamanız durumunda eğer ekranınız Adobe RGB gamutuna destek vermiyorsa Adobe RGB renk uzayının mevcut potansiyelini tam olarak kullanamayacaksınız. Benzer durum dijital fotoğraf makineleriniz için de geçerlidir.
ProPhoto RGB
Kodak tarafından geliştirilmiş, Adobe RGB’den daha fazla gamut sunan bir renk uzayıdır. ROMM RGB olarak da adlandırılan ProPhoto RGB, LAB renk uzayının %90′ından fazlasını içerir. Bu renk uzayının tek olumsuz yanı renklerinin yaklaşık %13′ünün sanal renklerden oluşmasıdır. RAW dönüştürücüleri ile kullanılabilme imkanı vardır ama bu renk uzayıyla çalışırken çok büyük ihtimalle bilgisayarınız bunları tam olarak gösteremeyecektir.
[nextpage title=”Gerçeğin Gösterilmesi”]
Fotoğrafçılığın amaçlarından birisi de görüntüyü olabildiğince bizim gördüğümüz şekilde yakalayabilmektir. Ama gerek teknik sınırlamalardan, gerekse de aradaki çevrim işlemleri nedeniyle kalite kayıpları olacaktır. Teknoloji düzenli olarak ilerleyerek aradaki bu farkı asgari düzeye çekmeye çalışsa da, bilgisayar ekranlarımızın ve yazıcılarımız hala gördüğümüz tüm renkleri gösterebilecek ya da basabilecek seviyede değildirler.
RGB’de girişini yaptığımız şekilde bilgisayar ekranları kırmızı, mavi ve yeşil dışında kalan tüm renkleri bu renklerin birleşimiyle göstermektedir. Saf kırmızı renkte tek bir pikselin kırmızı bölümü %100 aydınlatılırken, farklı renkler için pikselin kırmızı, mavi ve yeşil bölümleri çeşitli oranlarda aydınlatılır. Piksel boyutu çok küçük olduğu için bu renkleri o şekilde algılamamız sorun olmaz. Aşağıda, LCD ekrandan çektiğimiz bir makro fotoğraf ile piksel yapılarını görebilirsiniz.
Doğrudan ışık kaynağı olmayan nesnelerin ise beyaz ışık dalgasının belli dalga boylarını geçirip, belli dalga boylarını yansıtması ile dolaylı yoldan ışık yayarak renkli algılandıklarını anlatmıştık. Bilgisayar ekranındaki mantığa benzer şekilde yazıcılar da diğer tüm renkleri elde etmek için Cyan, Magenta ve sarı mürekkepleri belirli oranda kullanırlar.Siyah için genelde ayrı kartuş bulunur ama CMY renklerinin karışımı ile de siyah elde edilebilir. Daha başarılı tonlar elde etmek için özelleşmiş kartuş sayısı daha da fazla olabilmektedir.
RGB renkleri CMY renklerinin karışımı ile nasıl elde edilir? Mantık aslında çok basit. Diyelim ki yeşil renk elde etmek istiyorsunuz. Cyan, kırmızı rengi emecek, sarı da mavi rengi emecektir. İkisini eşit oranda karıştırırsak gelen beyaz ışığın kırmızı ve mavi dalgaboyuna sahip kısımları emilecek, geriye kalan yeşil dalgaboyuna sahip kısımları yansıtılacaktır.
Günümüzde giriş seviyesinin üstündeki yazıcı modellerinde önceden hazırlanmış renk kartuşları bulunmaktadır, bu hem hız, hem renklerin daha tutarlı olması, hem de sadece biten rengin değiştirilebilmesi için geliştirilmiş bir yöntemdir.